Kapıyı açtığımda, bir kaç adım sonrası duvarla karşılaşacağımı anladığımda arayış başladı. Hemen bir kapı daha bulup, oturabileceğim yumuşak zeminle, oturma organımı yürürlüğe koydum. İnsanların ağızlarından harfler dökülüyor, onları toplayıp tekrar yutuyorlardı. Geviş getiren insanlarla henüz yeni tanışıyordum. Harfler neredeyse aynı renk ve ebatlarda seyir halinde, ağızlarından yere, yerden el yordamıyla tekrar ağızlara tıkılıyordu. Çoğu harf cam gibi saydamdı. Aralarında nadir de olsa gri tonları görebilmiştim. Konuşulanları anlayamıyor anladıklarımı gereksiz buluyor ve ortamın negatif enerjisinden auramın kirlendiğini hissediyordum. İçimden şarkı söylemeye ve olayları izlemeye koyuldum. Hiç noktalama işareti göremedim. Eğilip çorabımı düzeltiyor edası takınarak nokta, virgül, soru işareti varmı diye kontrole başladım. Şaşırdım. Hiç bir işarete rastlamamıştım. Cümle başlarını yakalayıp büyük harflerin izini sürdüm bir süre. Bu iz sürüm de istediğim sonucu elde edememenin yılgın...
Bir "Merhaba" yuvarlayabilir, derin sohbetlere..