Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Oğuz Atay'a sesleniş

Ne yapacağız şimdi Oğuz abi? Kendimizi açıklamaya çalışacak mıyız? Ya da ne önemi var ki! Biz ne söylersek söyleyelim, insanlar sözlerimize değil kafalarından geçen kirli düşüncelere kulak verecekler.. Kılıflar hazırlayıp, cümlelerimizi farklı yönlere çekecekler.. Bir hüsranı daha kendi ellerimizle tepsilerde sunacağız.. Sussak mı Oğuz abi? Anlaşılmadığında, konuşmakta yoruyor insanı.. Biz yine köşemize çekilelim seninle. Kahvemizi hazırlayıp, birer sigara yakar derin satırlarında beraber boğuluruz, gecelerce.. Ki o geceler canımızı dişlemiyor değil.. Kelimelerin derime geçirdiği diş izleri yanıktan beter Oğuz abi.. Mutfağa geçelim mi?

Doğanın Gücü

Azminin gücünü , beton örgülerin bile durduramadığını kanıtlarcasına Parke taşlarının arasından fışkırıyordu.. Elimizdeki tornavida ve bilimum aletle önüne geçmeye çalışıyorduk.. Doğa her zaman yolunu buluyor-du İnsanlığı utandırırcasına Yeşeriyordu..

Sağır olmayı dilenmek

Göz yaşlarımın berraklığına değmeyecek! Bile bile akıttım tüm içtenliğimi.. En ağır kayalardan daha ağır sözleri işitirken kulaklarım, sağır olmayı diledim.. Tekrar tuşu basılı kalmışcasına Yinelenerek Aynı ses, etkiliyor sinir sistemimi. Ve her sindiremeyişte, başa sarıyor gözlerimin plakları Ta ki çizilene dek...

Varlığın içindeki boşluk

#Söylediğin hiçbir şey beyninin varlığını kanıtlamıyor..

Bir antirkot'un sıcak doğumu

Öyle bir güruh ki Cehennemin köklerinden fırlamış gibi.. Çığır açmış ve kıtlıktan çıkmışlıklardasalınanlar.. Bir antirkot'un sıcak doğumunun ardından,  Izgaralarca ateş ve kor.. Kirlenmiş tabakların arasında kayboluşu.. Hazin bir son*du.. Bu kaos Mazgallardan fışkıran yağ katmanları Kaygan zemin tabelası olmayan ve tabii kayan yüzeyle dans.. Herşey bu güruh için.. İşlerin açısı, İçler acısı.. Ve oturuyor güruh.. O kaosu umursamandan  Kahkahalarca ...

Sindirilebilir Yalnızlık

Yalnızlığın bağırsaklarındaysan eğer, muhakkak seni sindirip dışkılayacaktır..

Eleştiri

Biri eleştirmeli Fakat objektif! Yerden yere vuruyorum zihnimde hafif kütlemi Ki, hıncımı çıkarayım Bateriye çarpan bagetlerin şiddetini hissediyorum kulaklarımda Ve bağırıyorum Biri eleştirmeli Fakat objektif!! Üzeri yorganlarla sımsıkı örtülmüş hataları görerek Ve yorgansız hatalar bi tabii Çırılçıplak  Islak urganlarla saldırıyorum, Kaburgalarımdan omurgam ayrılıp Kan kartalı çıkana dek Bağırıyorum tekrar Hıçkırıklarım birbirinin üzerine biniyor Biri eleştirmeli Fakat objektif!! Aşağılamadan aşağılık yanlarımı Ya da aşağılanası insanlağımı Biri eleştirmeli Fakat objektif!!!

Geriye Kalanlar..

Çöplüklerden bahsederken, o an'ı hatırlayıp anlatmaya başladı.. +Dün izmaritimi düşürmüşüm! Fark ettiğimde biraz yol kat etmiştim. Hemen geri dönüp aradım, onu  buldum ve çöp kutusuna uğurladım.. -Çabaların harika.. Bazıları beynini, bazıları şerefini, bazıları merhametini, bazıları karakterini düşürüyor ve asla dönüp almıyorlar..

Kendi kendine konuşmalar

-İnsan kendi kendine ne denli derin sohbetlere girebilir? Kelimelere dökemediğim düşüncelerimi yansıtabileceğim bir ekran olsa? + Olmaz. O zaman görsel olur. Hissi yakalayamazlar. + Yakalayalanlar çıkarsa? - Peki. Yakalayanlar düşüncelerinden kaçarsa? +Hepimiz kaçak değil miyiz bir nevi? -Sorun etmez misin? +İnsanlara kaçmak için neden yarattığım için mutlu bile olabilirim.. -Güzel saçmalıyorsun.

Sakin

İnancımı yitirdiğimden beri beklentilerime, eklenti yapmayı bir kenara bıraktım..

Sadece İnsanlarız..

O üniformanın azizliğine kurban ediyorsun insanlığı! Zehri zihnini karartıyor ve omuzlarındaki yüke yenilerini ekliyor.. Başın dik yürüyorsun ama etrafına bakmadan! Konuşuyorsun, fakat kelimelerin kulağına çarpmadan! Sadece insanlarız.. Düşünebilen hayvanlar.. Üniformalar giysekte, Ten rengimiz renk atsada, İnancımız kendine has olsada, Telaffuzumuz birbirini tutmasada, Sadece insanlarız.. 

Makine / Machine

Malzemeler önceden hazırlanmış, harç karılmıştı. Davranışların düşüncelerine ayna tutuyor, sende tökezlemeye devam ediyordun.. Sistem döngüsel hareketlerini sürdürüyor, ayaklarının üzerine ba-sa-ma diye Dört pati basamakları üretiliyordu.. Hoşgeldin köleliğe.. Son nefesine dek, daimi hizmet temsilindir...