Izgaranın yakınında belirdiğimde, elimi üzerine bastırmak isterken, şiddetli sakinlik sendromum huzurlarında mertebe sahibi olmama olanak sağlıyordu. Deniz kenarında oturup tırtırklı yüzeylerimi törpülüyor, olan biteni gözlerimi devirerek yansıtıyordum. Hiddetli tavırlardan, Savrulan ellerden, Kocaman açılmış ağızlardan, Silkelediğim beyin-beyim istinasız ses tonuma da el atıyordu.. Durulmuştum.. Heyecanım tavadan çıkan ateş darbelerinde beliriyor ve müzik eklenince tatlanıyordu.. Organlarımın acılı ezme olduğu o sarsak an'ları toparlayan şu notalar yok mu? Sahi müzisyenler dahi sayılmıyor muydu? Asla katlanılamaz! Doğanında notası olduğu kanısındayım.. Her peynir dilimini sayfa sayfa çeviriyordu o, o n ota ki tüm kılcal damarlarımı basınçla dolduruyor.. O'nunlayım.. İşte buradayım.. Yaşıyorum..