Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Aralık, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Üst kattaki kantar

Birbirimize  zaman tanımalıyız. Bazı soruların henüz düşünülmemiş cevapları  var.

Sinsi Kış Gülleri

  Varlığının verdiği tüm ağır kalıntılar yüzünde,  Birikimini şiddetle koruyor. Gün geçtikçe gidiyor gençliğin Kendini gerçekleştiriyorsun.. Evriliyorsun, Kırgınlıklarını törpülüyor toz zerrelerine bölüyorsun bölük börçüklüğünü.. Büyüyorsun işte Hemde gözüne soka soka sinsi kış güllerinin. Fısıltılar çarpıyor kulaklarına Başın önünde sigaranın inceliğine kapılıyorsun Omuzların dimdik, sert urgan gibi! Kuş seslerinden ritim üretiyorsun Bir bitki seçip, yeşilin alımlı kıvrımlarına gözlerini kaybedercesi bakıp, Doğa doğurganlığını dolduruyorsun ciğerlerine.. Ciğersiz kedileri görüyorum.. Masumca miyavlıyorlar ayak ucumda. Oysa aç olanlar kapıda, uzanıyorlar paspaslara Yüzünün rengini unutanlar bakamıyorlar Ne aynalara ne de paspasta yatan kıvrılmış dostlara! Damarları belirginleşiyor patlarcasına Parmak uçları değmiyor hiç bir tene Kahve kupaları taşlaşıyor ellerinde.. Demini çoktan almış kahveleri acıyor, sertleşiyor reseptörleri yakarcasına.. Ekşiliğini eksiltemedi

Urgana bağlanmış kese kağıdından yalnızlıklar

Dudaklarında biriktirdiğin bedenlerin soğuk çıplaklığı çarpıyor göze, ilk bakışta. Arzuları çağrıştırıyor.. Kasvetli grilere boyanıyor yüzün Hüzünlerine bir öpücük kondurduğunu göremiyorlar... Ölesiye soluklaşıyor tenin Bedenin cenin pozisyonunda. Bilmiyorlar, ruhunu unuttuğunu tren istasyonunda... Saçların dökülüyor tel tel Terin kusuyor yalnızlığının tüm kokuşmuşluğunu Farkına varamıyorsun. Belki de aldırmıyorsun artık bakımsızlığına. Unutulmuşluğuna bağlıyorsun tüm urganları Uğursuz ıslıklar salınıyor dudaklarında.. #Çizim: Christo Dagorov