Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Şubat, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bantları kararmış gözlüklerin ardındaki görüntüler

  Tutunacak bir şey bulamıyorum bu günlerde. Ansızın yere kapaklandığımı hissediyorum. Sesim kısılıyor, başımı çeviriyorum. Gördüğüm umarsız davranışları eleğimden geçiremiyorum.. Hoş olmayanı taşımıyor ayaklarım. Zedelenmiş hislerimi adlandırmaya çalışıyorum. Öfkelendiğimi fark ediyorum önce. Sonra kendime kızdığımı ve halime üzüldüğümü görüyorum gözlerimde.. Anlamadan yargıları doluyorlar boynuma. Ve fark ediyorum anlaşamıyorum insanlarla. Kaostan beslenmiyorum. Savunma durumunda bocalıyorum. Kirlenmiş hissediyorum... Uzaklaşıyorum.. Fakat uzak durmuyorlar.. Dedim ya anlamıyorlar.. Sirenler çalıyor zihnimde. Koş diyor uzaklaş! Nereden, kimden, hangi birinden uzaklaşmalıyım? Daha nasıl eğitebilirim kendimi? Neyi tamamlamalıyım?  Nasıl değiştirmeliyim sistemimi? Bilemiyorum.. Anlayıp sırtı sıvazlandıkça şişirilen balonları teker teker patlatmak istiyorum. Yine duvara tosluyorum, yapamıyorum. "Seni anlıyorum" diyerek dinlemeye dahi yeltenmeyenlere seslen

İsimsiz odalarda barınma evreni (Devrim)

  Yaşadığın dairede konforlu musun? Hangi mobilyayı alacağına ve ne amaçla kullanman gerektiğine karar verebildin mi? Koca bir yanılsamanın içinde olduğumuzu göremeyecek kadar körleştiriyor bizleri bu düzen! Odalara isim koyan şahsı ah bir bulabilsem... Yatağın odasının olduğu bir dairede senin yerin tam olarak neresi? Oturma odası, yatak odası, misafir odası, yemek odası böyle uzayıp gidiyor liste! Yalnız, ev arkadaşınla yada partnerinle y aşadığın dairede bu kadar eşyaya ihtiyacın var mı gerçekten? Şöyle bir bakıyorum da çoğu insanın dairesinde ihtiyaç fazlası veya misafir için alınmış o kadar çeşitli eşya var ki! Televizyon izleyerek uzanmak için ayrı bir kanepeye ihtiyacım olduğunu kim, nasıl empoze etti beynime? Tek bir odada hem yatağım hemde kanepe barınamıyor öyle mi? Çok gülünç bir hadise ... Maddi gücün nasıl bir pozisyonda olursa olsun bu odaları doldurarak görevi tamamlaman gerektiğini düşünüyorsun.. Peki neden? diye sordun mu hiç kendine? Kim yazdı bu görünmez kuralları

Gökkuşağını griye boyayanların günü

  Düşündüğümden de zor oldu adaptasyonum. Ruhumu dizginleyip daldım aralarına. Sokak sokak gezdim bedenleri. Bir bedeli vardı elbet. Asimile olmaya başlamıştım. Düşünmeden ve üşenmeden sözcükler dökülüyordu ağzımdan. Tüm kartları suya bastım. Kıyıda köşede kalanlar olmuş. Eksikleri tamamladım. Değerlerimi yargılayanlara tıkadım kulaklarımı. Vasiyetini yazmaya zamanı kalmamış bir çöp olmaya başlamışım. Ne garip.. Oysa katkısız karmıştım hamurumu. İlmek ilmek işlemiştim içimdeki yünleri. Ah bu boş boğaz günleri Ah bantlı gözler Vah haline düşünmekten aciz beyinler.. Diğerini kampçılayarak gün tamamlayan bağırsak kurtları Ötekine gelecek sırayı bekleyen yaban çakalları.. Ağzından çıkanı filtrelemeye yeltenmeyenler Ah dünya hali diyerek, dünyayı bu hale sokan toplu iğneler... Zafer bugün de sizindir! Armağan ettik sessizce.. Adeletsizliğimin canına yağsın tüm yağmurlar! Yakmaya çalıştığım sigaramı söndürsün adsız rüzgarlar! Yanıltıcı teraziler.. Ah soğukta üşüyenler Vah h

Apseli düşler ve akneli ruhlar

  Düşlerindeki apseler etkiliyordu günleri Hastalıklı gülüşler ilişiyordu dudaklarına Ruhunu hissetiğin an'ları kamçılıyordu.. Tüm gücünle unutmaya çalışıyordun varlığını.. Bir yandan ücrasına inip, tutup çıkarmak istiyordun Sakladığın acının damıtılmamış saflığını... İnsanlığının zırhını eritiyordu bazen bu durum Farkına varıp geri sarıyordun sarmalı .. Yüz hatlarına ağlamak yakışmıyor diye Gülümsüyordun hep, sisli gözlerle. Saklandığın yerin yolunu unuttuğun oluyordu bazen. Bazen de histerik bir istekle saklanıyordun.. Kim saklanmıyor ki tenha sokakların gizemli karanlığına? Görüyorum bastırdığı ne varsa denize dökenleri! Geceye sığınsalar da yakalayan birileri çıkıyor illa ki Bu kalabalıkta sır tutamıyor insan! İçimizdeki canavarla savaşırken, aynı zamanda üzerimize geçirdiğimiz kusursuz zırhlarımızla günü kurtarmış gibi yapıyoruz sadece ... Yanıltıcı ve bol aldatmacalı ilişki gocukları örüyoruz bedenlerimize Dairemize girdiğimizde sıyırıyoruz tüm riyakar katma

Çeşnilendirilmemiş Sevginin Özütü

  Sana sevgim kaşına gözüne değil Kabuğuna aldanmadım. Gülüşünün duruşuna değil, sahiliğine kandım Davranışının güzelliğine değil Sebebinin derinliğine daldım. Öyle mavi bir denizsin ki eşsiz parıltıların Kıyıya çarpan koca bir müzikal dalgaların..