Ana içeriğe atla

Dahil Hissettiğimiz Grup

Duymak istediklerimiz söylendiğinde kabaran göğüsümüz bir yanılsamadır..

Attığın adımın hangi ayağınla başlaması gerektiğinin eleştirel bir dille aktarılması kadar yersiz.
Her adımının eğri olabileceği gibi akside mümkündür..
Sürekli taçlandırılmak hazza ulaştırmayacağı gibi uçurumlara da sürükleyebilir..

Fakat her zaman işin ehli olmak isteriz..
Bu istekle yanıp tutuşur ve daima doruklarda olmayı, dağın tepesinde bulunmayı düşleriz. Oysa fark etmemiz gereken birşey var ki, bu yükseklerdeki benlik için kuşkusuz ilerlemenin önündeki koca bir hendek olabilir..
Sürekli yetersizlik hissi beraberinde çaba sarf edecek çürreti yok ettiği gibi, gereksiz eminlik durumu da yavaş yavaş çürütebilecek kudrettedir..

Şüphe, insanı diri tutar ve sorular sorma isteği uyandırır. Peşindeki gizi çözümlemek için alternatifler ararken, kafanın içindeki sandıkların kilitlerini zorlarsın.

Kim bilir belki de her birimiz hunisini evde bırakıp yerine şapka takan dahiler kabilesindeniz..
Ya da keşfedilmemiş deliler listesinden.. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Aramızda şehirler uzanıyor..

Gözlerime değen gözler yansımanla karşılaşıyor Gecenin karanlık tonlarında dahi binlerce sen büyüyor göz bebeklerimde. Güneşi delip, Ay'ı selamlıyorum  Silüetini taşıyorum gölge niyetine Rüzgarın eteklerinde sarsılan sazlıklar yoldaş oluyor Kucak açıyor hasretliğime. Ilık bedeninin kokusu salınıyor Ciğerlerime çekiyorum tek nefeste. Şehirler uzanıyor aramızda Kafesimizin kapıları açık Bir adımda çıkılamıyor içinden Adın dökülürken dilimden Duyuramamanın endişesiyle lal oluyorum yeniden..

Dünya Zürafalar Günü

Boş odalarda geziniyor gözlerim Yırtık duvar kağıtları, yarısında perde olmayan pencereler ve dokunsam devrilecek olan klozet.. Dairenin kapısından çıkıyor, binanın merdivenlerini son kez aşındırıyorum.. Tekrarlanmayacağını bildiğin, An'ı kaybettiğin ve anıları kayıt etsen dahi yinelenmeyen kahkahalar Dünya zürafalar günü'nde derin bir kedere bırakabilir yerini.. Bir şeylerin yeri, sürekli ve yüksek hızla, başka birşeylere bırakıyor yerini.. Pazar ve ertesi gibi..

Kek

Yazıyor, siliyordum. Tekrar en baştan başlayıp.. Olmadı.. Sil. Tekrardan.. Sağ tarafı yanmış, sol tarafı çiğ kalmış bir kalıp kek gibi güne başladım. Hep bir yarımyamalaklık söz konusu.. 180 derece ısıya dayanamayan plastik kap mıyım? Bu ne hal?