Ana içeriğe atla

Koyunların uyuşmadığı uyku apnesi


 Yatağa uzanıp gözlerimi kapattığımda uykuya dalmakta sorun yaşıyordum. Koyun saymalıyım diye düşünüp başladım bir, iki, üç ..

Biraz saydıktan sonra kaça kadar saydığımı unutup baştan başladım. Bir, iki, üç ...

Bu durum tekrar edince koyunlarla arama mesafe koydum. Evet, artık koyunları saymayı kesinlikle bırakmıştım. Peki ne yapmalıydım?
O an kendimce kendime daha uygun bir yöntem geliştirdim. Zihnimden geçen düşüncelerin peşine düşecektim. Düşüncelerimi boşlukta süzülen bazen yükselen cümleler halinde hayal etmeye başladım. Bende uçabiliyordum. Avuçlarımın arasına bir düşünceyi kıstırdığımda daha da hevesleniyor, hızla uçup daha fazla düşünce yakalamaya çalışıyordum. Düşünceler durur mu? Onlarda benden kaçmanın yeni yollarını buluyor fakat beni yıldıramıyorlardı. Uyandım. Sabah olmuştu. Kaçmayı öğrenmiş düşüncelerimin peşinden koşmuş olmak epey gülünç olmasına rağmen iyi hissetmemi sağlamıştı. Kaç düşüncemi yakaladığımı hatırlamıyorum. Sanırım sayılarının artık pekte önemi kalmamıştı. Kendi düşlerimin peşinde koşmayı hayatıma endekslediğim gün, günüm daha da aydınlanmıştı..
Artık başkasının koyunuyla yatağa girmiyor ve koyunlarla boğuşmayı bırakmıştım..

Yorumlar

  1. Vermek istediğiniz mesajı anlatım tarzınızı çok sevdim. Yazmaya devam etmeniz dileğiyle

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Aramızda şehirler uzanıyor..

Gözlerime değen gözler yansımanla karşılaşıyor Gecenin karanlık tonlarında dahi binlerce sen büyüyor göz bebeklerimde. Güneşi delip, Ay'ı selamlıyorum  Silüetini taşıyorum gölge niyetine Rüzgarın eteklerinde sarsılan sazlıklar yoldaş oluyor Kucak açıyor hasretliğime. Ilık bedeninin kokusu salınıyor Ciğerlerime çekiyorum tek nefeste. Şehirler uzanıyor aramızda Kafesimizin kapıları açık Bir adımda çıkılamıyor içinden Adın dökülürken dilimden Duyuramamanın endişesiyle lal oluyorum yeniden..

Dünya Zürafalar Günü

Boş odalarda geziniyor gözlerim Yırtık duvar kağıtları, yarısında perde olmayan pencereler ve dokunsam devrilecek olan klozet.. Dairenin kapısından çıkıyor, binanın merdivenlerini son kez aşındırıyorum.. Tekrarlanmayacağını bildiğin, An'ı kaybettiğin ve anıları kayıt etsen dahi yinelenmeyen kahkahalar Dünya zürafalar günü'nde derin bir kedere bırakabilir yerini.. Bir şeylerin yeri, sürekli ve yüksek hızla, başka birşeylere bırakıyor yerini.. Pazar ve ertesi gibi..

Kek

Yazıyor, siliyordum. Tekrar en baştan başlayıp.. Olmadı.. Sil. Tekrardan.. Sağ tarafı yanmış, sol tarafı çiğ kalmış bir kalıp kek gibi güne başladım. Hep bir yarımyamalaklık söz konusu.. 180 derece ısıya dayanamayan plastik kap mıyım? Bu ne hal?