Ana içeriğe atla

Urgana bağlanmış kese kağıdından yalnızlıklar


Dudaklarında biriktirdiğin bedenlerin soğuk çıplaklığı çarpıyor göze, ilk bakışta.
Arzuları çağrıştırıyor..
Kasvetli grilere boyanıyor yüzün
Hüzünlerine bir öpücük kondurduğunu göremiyorlar...
Ölesiye soluklaşıyor tenin
Bedenin cenin pozisyonunda.
Bilmiyorlar, ruhunu unuttuğunu tren istasyonunda...
Saçların dökülüyor tel tel
Terin kusuyor yalnızlığının tüm kokuşmuşluğunu
Farkına varamıyorsun.
Belki de aldırmıyorsun artık bakımsızlığına.
Unutulmuşluğuna bağlıyorsun tüm urganları
Uğursuz ıslıklar salınıyor dudaklarında..

#Çizim: Christo Dagorov

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Aramızda şehirler uzanıyor..

Gözlerime değen gözler yansımanla karşılaşıyor Gecenin karanlık tonlarında dahi binlerce sen büyüyor göz bebeklerimde. Güneşi delip, Ay'ı selamlıyorum  Silüetini taşıyorum gölge niyetine Rüzgarın eteklerinde sarsılan sazlıklar yoldaş oluyor Kucak açıyor hasretliğime. Ilık bedeninin kokusu salınıyor Ciğerlerime çekiyorum tek nefeste. Şehirler uzanıyor aramızda Kafesimizin kapıları açık Bir adımda çıkılamıyor içinden Adın dökülürken dilimden Duyuramamanın endişesiyle lal oluyorum yeniden..

Dünya Zürafalar Günü

Boş odalarda geziniyor gözlerim Yırtık duvar kağıtları, yarısında perde olmayan pencereler ve dokunsam devrilecek olan klozet.. Dairenin kapısından çıkıyor, binanın merdivenlerini son kez aşındırıyorum.. Tekrarlanmayacağını bildiğin, An'ı kaybettiğin ve anıları kayıt etsen dahi yinelenmeyen kahkahalar Dünya zürafalar günü'nde derin bir kedere bırakabilir yerini.. Bir şeylerin yeri, sürekli ve yüksek hızla, başka birşeylere bırakıyor yerini.. Pazar ve ertesi gibi..

Kek

Yazıyor, siliyordum. Tekrar en baştan başlayıp.. Olmadı.. Sil. Tekrardan.. Sağ tarafı yanmış, sol tarafı çiğ kalmış bir kalıp kek gibi güne başladım. Hep bir yarımyamalaklık söz konusu.. 180 derece ısıya dayanamayan plastik kap mıyım? Bu ne hal?