Ana içeriğe atla

Sinsi Kış Gülleri

 


Varlığının verdiği tüm ağır kalıntılar yüzünde, 

Birikimini şiddetle koruyor.
Gün geçtikçe gidiyor gençliğin
Kendini gerçekleştiriyorsun..
Evriliyorsun,
Kırgınlıklarını törpülüyor toz zerrelerine bölüyorsun bölük börçüklüğünü..
Büyüyorsun işte
Hemde gözüne soka soka sinsi kış güllerinin.
Fısıltılar çarpıyor kulaklarına
Başın önünde sigaranın inceliğine kapılıyorsun
Omuzların dimdik, sert urgan gibi!
Kuş seslerinden ritim üretiyorsun
Bir bitki seçip, yeşilin alımlı kıvrımlarına gözlerini kaybedercesi bakıp,
Doğa doğurganlığını dolduruyorsun ciğerlerine..
Ciğersiz kedileri görüyorum..
Masumca miyavlıyorlar ayak ucumda.
Oysa aç olanlar kapıda, uzanıyorlar paspaslara
Yüzünün rengini unutanlar bakamıyorlar
Ne aynalara ne de paspasta yatan kıvrılmış dostlara!
Damarları belirginleşiyor patlarcasına
Parmak uçları değmiyor hiç bir tene
Kahve kupaları taşlaşıyor ellerinde..
Demini çoktan almış kahveleri acıyor, sertleşiyor reseptörleri yakarcasına..
Ekşiliğini eksiltemediğim ne varsa süzüyorum bonelerce
Görmek istemediğime kör
Körlüğüme katarakt ekliyorum
Büyüyoruz, küçülenleri gördükçe..




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Aramızda şehirler uzanıyor..

Gözlerime değen gözler yansımanla karşılaşıyor Gecenin karanlık tonlarında dahi binlerce sen büyüyor göz bebeklerimde. Güneşi delip, Ay'ı selamlıyorum  Silüetini taşıyorum gölge niyetine Rüzgarın eteklerinde sarsılan sazlıklar yoldaş oluyor Kucak açıyor hasretliğime. Ilık bedeninin kokusu salınıyor Ciğerlerime çekiyorum tek nefeste. Şehirler uzanıyor aramızda Kafesimizin kapıları açık Bir adımda çıkılamıyor içinden Adın dökülürken dilimden Duyuramamanın endişesiyle lal oluyorum yeniden..

Dünya Zürafalar Günü

Boş odalarda geziniyor gözlerim Yırtık duvar kağıtları, yarısında perde olmayan pencereler ve dokunsam devrilecek olan klozet.. Dairenin kapısından çıkıyor, binanın merdivenlerini son kez aşındırıyorum.. Tekrarlanmayacağını bildiğin, An'ı kaybettiğin ve anıları kayıt etsen dahi yinelenmeyen kahkahalar Dünya zürafalar günü'nde derin bir kedere bırakabilir yerini.. Bir şeylerin yeri, sürekli ve yüksek hızla, başka birşeylere bırakıyor yerini.. Pazar ve ertesi gibi..

Kek

Yazıyor, siliyordum. Tekrar en baştan başlayıp.. Olmadı.. Sil. Tekrardan.. Sağ tarafı yanmış, sol tarafı çiğ kalmış bir kalıp kek gibi güne başladım. Hep bir yarımyamalaklık söz konusu.. 180 derece ısıya dayanamayan plastik kap mıyım? Bu ne hal?