Kapıyı açtığında, bir kaç adım sonrası duvarla karşılaşacağımı anladığımda arayış başladı. Hemen bir kapı daha bulup, oturabileceğim yumuşak zeminle, oturma organımı yürürlüğe koydum. İnsanların ağızlarından harfler dökülüyor, onları toplayıp tekrar yutuyorlardı. Şaşırdım. Fakat biraz sonra gördüm ki, yeni ve renkli harfleri olmadığından bunu yapıyorlardı.Üretemiyor ve düşünemiyor-dular..
Duygusal yanımı bastırmamı bekleme benden! Ağlamak cesaret ister! Bir baş kaldırıdır, isyandır ağlamak...Toplumun, seni; güçsüz diye yaftalamasına direnmektir.. Ağlayarak bağırmak, yakarmak yüzyıllardır kültürümüzün duygularına ayna olmuş ve feryat, figan, ağıt olarak adlandırılarak yaşamaya devam etmiş günümüze kadar. 21.yy da ne bu poker masası sendromları? Nedir bu kendini gizlemeler?Nedendir? Niçindir? Bilinmeden bu kayganlık ruhlarımızda?Kursağıma saplamaktansa bu kor gibi demir prangaları, göz yaşlarımla yıkarım günahsız yanaklarımı!..
Yorumlar
Yorum Gönder