Ana içeriğe atla

Gökkuşağını griye boyayanların günü


 

Düşündüğümden de zor oldu adaptasyonum. Ruhumu dizginleyip daldım aralarına. Sokak sokak gezdim bedenleri. Bir bedeli vardı elbet. Asimile olmaya başlamıştım. Düşünmeden ve üşenmeden sözcükler dökülüyordu ağzımdan. Tüm kartları suya bastım. Kıyıda köşede kalanlar olmuş. Eksikleri tamamladım.
Değerlerimi yargılayanlara tıkadım kulaklarımı. Vasiyetini yazmaya zamanı kalmamış bir çöp olmaya başlamışım.
Ne garip..
Oysa katkısız karmıştım hamurumu.
İlmek ilmek işlemiştim içimdeki yünleri.
Ah bu boş boğaz günleri
Ah bantlı gözler
Vah haline düşünmekten aciz beyinler..
Diğerini kampçılayarak gün tamamlayan bağırsak kurtları
Ötekine gelecek sırayı bekleyen yaban çakalları..
Ağzından çıkanı filtrelemeye yeltenmeyenler
Ah dünya hali diyerek, dünyayı bu hale sokan toplu iğneler...
Zafer bugün de sizindir!
Armağan ettik sessizce..
Adeletsizliğimin canına yağsın tüm yağmurlar!
Yakmaya çalıştığım sigaramı söndürsün adsız rüzgarlar!
Yanıltıcı teraziler..
Ah soğukta üşüyenler
Vah haline sokaktaki hayvanların
Yer açamadık ya vicdanlarda, tıklım tıklım boşken üstelik!
Tüm sorun üstünlükte,
Yıldızlarca emirler dudaklarınıza laik.
Ceplerimde sözcükler
Ceplerimde derin anlamlar
Sırtımızdan eksik olmayan kırbaçların kirli izleri
Eseriniz, kasıt dolu, sindirmeye programlı, korkutucu tohumlar..

Yorumlar

  1. Yer açamadık ya vicdanlarda, tıklım tıklım boşken üstelik!

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Aramızda şehirler uzanıyor..

Gözlerime değen gözler yansımanla karşılaşıyor Gecenin karanlık tonlarında dahi binlerce sen büyüyor göz bebeklerimde. Güneşi delip, Ay'ı selamlıyorum  Silüetini taşıyorum gölge niyetine Rüzgarın eteklerinde sarsılan sazlıklar yoldaş oluyor Kucak açıyor hasretliğime. Ilık bedeninin kokusu salınıyor Ciğerlerime çekiyorum tek nefeste. Şehirler uzanıyor aramızda Kafesimizin kapıları açık Bir adımda çıkılamıyor içinden Adın dökülürken dilimden Duyuramamanın endişesiyle lal oluyorum yeniden..

Dünya Zürafalar Günü

Boş odalarda geziniyor gözlerim Yırtık duvar kağıtları, yarısında perde olmayan pencereler ve dokunsam devrilecek olan klozet.. Dairenin kapısından çıkıyor, binanın merdivenlerini son kez aşındırıyorum.. Tekrarlanmayacağını bildiğin, An'ı kaybettiğin ve anıları kayıt etsen dahi yinelenmeyen kahkahalar Dünya zürafalar günü'nde derin bir kedere bırakabilir yerini.. Bir şeylerin yeri, sürekli ve yüksek hızla, başka birşeylere bırakıyor yerini.. Pazar ve ertesi gibi..

Kek

Yazıyor, siliyordum. Tekrar en baştan başlayıp.. Olmadı.. Sil. Tekrardan.. Sağ tarafı yanmış, sol tarafı çiğ kalmış bir kalıp kek gibi güne başladım. Hep bir yarımyamalaklık söz konusu.. 180 derece ısıya dayanamayan plastik kap mıyım? Bu ne hal?