Ana içeriğe atla

Bantları kararmış gözlüklerin ardındaki görüntüler


 


Tutunacak bir şey bulamıyorum bu günlerde.
Ansızın yere kapaklandığımı hissediyorum.
Sesim kısılıyor, başımı çeviriyorum.
Gördüğüm umarsız davranışları eleğimden geçiremiyorum..
Hoş olmayanı taşımıyor ayaklarım.
Zedelenmiş hislerimi adlandırmaya çalışıyorum. Öfkelendiğimi fark ediyorum önce.
Sonra kendime kızdığımı ve halime üzüldüğümü görüyorum gözlerimde..
Anlamadan yargıları doluyorlar boynuma.
Ve fark ediyorum anlaşamıyorum insanlarla.
Kaostan beslenmiyorum.
Savunma durumunda bocalıyorum.
Kirlenmiş hissediyorum...
Uzaklaşıyorum..
Fakat uzak durmuyorlar..
Dedim ya anlamıyorlar..
Sirenler çalıyor zihnimde.
Koş diyor uzaklaş!
Nereden, kimden, hangi birinden uzaklaşmalıyım? Daha nasıl eğitebilirim kendimi?
Neyi tamamlamalıyım? 
Nasıl değiştirmeliyim sistemimi?
Bilemiyorum..
Anlayıp sırtı sıvazlandıkça şişirilen balonları teker teker patlatmak istiyorum.
Yine duvara tosluyorum, yapamıyorum.
"Seni anlıyorum" diyerek dinlemeye dahi yeltenmeyenlere sesleniyorum;
Sustuğunda duyarsın farklı sesleri..
Kendi gözlerinle değil onun gözleriyle bakmaya çalışırsan görürsün gerçeği..
Çık içinden, uzaktan bak kendine.
Kabileler hırsla tükendiler..
Milyonlarca insan yok etti diğerini..
Taraf olma!
Etrafın talan!
Gör olanı biteni, at gözlüklerini.. 

Yorumlar

  1. yaaa en sevdigim yazar yaaa

    YanıtlaSil
  2. Yazdıklarınızı her okuduğumda kendimi buluyorum içinde. Çok güzel ve naif dokunuyorsunuz cümlelere.
    Daha çok yazın.. daha çok anlam kazansın cümleler. Tebrikler 🙏

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim içten yorumunuz için. Günlerimizin kazanılmış anlamlar ve değerlerle geçmesini, tüm güzelliklerin nüfus ettiği ve bantlardan sıyrılmış bir hayat diliyorum her bireye 🙏

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Aramızda şehirler uzanıyor..

Gözlerime değen gözler yansımanla karşılaşıyor Gecenin karanlık tonlarında dahi binlerce sen büyüyor göz bebeklerimde. Güneşi delip, Ay'ı selamlıyorum  Silüetini taşıyorum gölge niyetine Rüzgarın eteklerinde sarsılan sazlıklar yoldaş oluyor Kucak açıyor hasretliğime. Ilık bedeninin kokusu salınıyor Ciğerlerime çekiyorum tek nefeste. Şehirler uzanıyor aramızda Kafesimizin kapıları açık Bir adımda çıkılamıyor içinden Adın dökülürken dilimden Duyuramamanın endişesiyle lal oluyorum yeniden..

Dünya Zürafalar Günü

Boş odalarda geziniyor gözlerim Yırtık duvar kağıtları, yarısında perde olmayan pencereler ve dokunsam devrilecek olan klozet.. Dairenin kapısından çıkıyor, binanın merdivenlerini son kez aşındırıyorum.. Tekrarlanmayacağını bildiğin, An'ı kaybettiğin ve anıları kayıt etsen dahi yinelenmeyen kahkahalar Dünya zürafalar günü'nde derin bir kedere bırakabilir yerini.. Bir şeylerin yeri, sürekli ve yüksek hızla, başka birşeylere bırakıyor yerini.. Pazar ve ertesi gibi..

Kek

Yazıyor, siliyordum. Tekrar en baştan başlayıp.. Olmadı.. Sil. Tekrardan.. Sağ tarafı yanmış, sol tarafı çiğ kalmış bir kalıp kek gibi güne başladım. Hep bir yarımyamalaklık söz konusu.. 180 derece ısıya dayanamayan plastik kap mıyım? Bu ne hal?