İnsan, eylemlerini nasıl hayata geçireceğini ve eylemin sonucunu düşünür, fakat o eylemi neden gerçekleştirmek istediğini sorgulamaz..
Alt bilinç unuttuğumuz ya da hatırlamak istemediğimiz her duruma bir kılıf uydurup yeni bir heves olarak önümüze sunar. Yeni bir istek yakaladım diyerek balıklama dalarız veya yeni bir düşünce. Ki düşünmeyi unuttuğumuzun farkında olmadan sımsıkı sarılırız bu düş görümüne. Tüm dünyaya açılan pencelerimiz iç dünyamıza olabildiğince kapalıdır. Eylemleri ve istekleri mağruz kaldığı uyaranlar yönlendirir. Zihin inzava anını yakaladığında bir çoğunun farkına varabilir. Banyoda geçirilen zamanda insan ıssız bir çölde gibi kendisiyle ilgilidir. Bir çok fikir, düşünce, yargı gibi zihinsel yolculuğun sınırları kısa süreli olsa da zorlanır. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki uyaranlara en az maruz kaldığımız yer banyoda geçirdiğimiz anlar. İnsanın aklına günlük rutinler ile meşgulken gelmeyen fikirler vs nin neden banyoda geldiğini kavramak ve bu kısa süreleri uzun dakikalarla taçlandırıp kendimizle tanışmak önemli. Bu gün önem atfettiğimiz önemsiz argümanlardan sıyrılıp zihnimizde yolculuğa çıkma günü ilan edelim. Zihninizin bildirimlerini açın! Gerçeğinizle ilgili bilgilerle tanışın..
Duygusal yanımı bastırmamı bekleme benden! Ağlamak cesaret ister! Bir baş kaldırıdır, isyandır ağlamak...Toplumun, seni; güçsüz diye yaftalamasına direnmektir.. Ağlayarak bağırmak, yakarmak yüzyıllardır kültürümüzün duygularına ayna olmuş ve feryat, figan, ağıt olarak adlandırılarak yaşamaya devam etmiş günümüze kadar. 21.yy da ne bu poker masası sendromları? Nedir bu kendini gizlemeler?Nedendir? Niçindir? Bilinmeden bu kayganlık ruhlarımızda?Kursağıma saplamaktansa bu kor gibi demir prangaları, göz yaşlarımla yıkarım günahsız yanaklarımı!..
Yorumlar
Yorum Gönder