Ana içeriğe atla

Zamanın, durma zamanı..

 


Zamanın, durma zamanı olsa ve bir zamanlar tekrar başlasa. Ya da bir zamanlar yok olsa, silinse zihnimden.. İninde saklanan katranlara saplanmış karanlık bir iç'ten ibaretim ben! Gölgem bıraksa temsili. Bir günlüğüne, dünüm ile hiçleşsem.. Susmayı, durmayı bilmeyen bir ben görsem aynalarda. Dünden izin istemeden sevsem onu, öylece kabullensem.. 

Zamanın, durma zamanı olsa keşke.. 

Herkes sakinleşse, bu kez ben delirsem.. 

Kavramların gamlı sokaklarında, araçlar vızır vızır geçiyor üzerimden. Ezildikçe korkuyorum yeni bir adımla caddede tökezlemekten.. Ve sonra en başa sarıyorum kavram kavgalarımı..

Bir olgu, anlam ve kavram eşi ile farklı yapılarda var olamaz.. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Aramızda şehirler uzanıyor..

Gözlerime değen gözler yansımanla karşılaşıyor Gecenin karanlık tonlarında dahi binlerce sen büyüyor göz bebeklerimde. Güneşi delip, Ay'ı selamlıyorum  Silüetini taşıyorum gölge niyetine Rüzgarın eteklerinde sarsılan sazlıklar yoldaş oluyor Kucak açıyor hasretliğime. Ilık bedeninin kokusu salınıyor Ciğerlerime çekiyorum tek nefeste. Şehirler uzanıyor aramızda Kafesimizin kapıları açık Bir adımda çıkılamıyor içinden Adın dökülürken dilimden Duyuramamanın endişesiyle lal oluyorum yeniden..

Dünya Zürafalar Günü

Boş odalarda geziniyor gözlerim Yırtık duvar kağıtları, yarısında perde olmayan pencereler ve dokunsam devrilecek olan klozet.. Dairenin kapısından çıkıyor, binanın merdivenlerini son kez aşındırıyorum.. Tekrarlanmayacağını bildiğin, An'ı kaybettiğin ve anıları kayıt etsen dahi yinelenmeyen kahkahalar Dünya zürafalar günü'nde derin bir kedere bırakabilir yerini.. Bir şeylerin yeri, sürekli ve yüksek hızla, başka birşeylere bırakıyor yerini.. Pazar ve ertesi gibi..

Kek

Yazıyor, siliyordum. Tekrar en baştan başlayıp.. Olmadı.. Sil. Tekrardan.. Sağ tarafı yanmış, sol tarafı çiğ kalmış bir kalıp kek gibi güne başladım. Hep bir yarımyamalaklık söz konusu.. 180 derece ısıya dayanamayan plastik kap mıyım? Bu ne hal?