Ana içeriğe atla

Buz kütlesine dönüşmüş gezegen sakinleri




Üzerinde şık durmayan durumları geçirdiğinde çıplak bedenine,

Enine boyuna bakmadan seçtiğin kumaşlar birer paçavra sayılacak..
Durmaksızın şikayetler fışkıracak dudaklarından.
Tüm dünyanın üzerine çullandığını, çuval dolusu patatesten bir adım öteye gidemediğini haykıracaksın.
Şiddete meyilli eğilimler gördükçe kör olmayı arzulayacaksın...
Gözlerimin içini donduran bir soğuk bu.
Kırılan buz kütleleri kitlelerin ruhuna saplanmış gibi..
Hiçliğin, hiçbir yere sığdırılamayışı iniyor üzerime.
Üstelik yalın ayak..
Vardığım nokta noksan
Gerçeği yansıtmayan oluşumlara çarpıyorum sokakta
Parke taşının içi boş olanına basıyorum ısrarla..
İnsanlığımı sorgularken,
Tıka basa ızdırap dolduruyorum yaşamıma.
Nefes alıyorsun..
Yaşam hakkın var mı gerçekten?
Beceriksizliklerinin acısını çıkarıyorlar aciz bedeninden!
İtaatinle güçleniyorlar
Zafer sanrılarını kutlayıp kucaklaşıyorlar sürüleriyle
Kuduz salyaları akıyor çürümüş ağızlarından..
Peki var olmak mıdır yaşamak?
Şiddetli doyumsuzluğumuzun sonucu bu,
Dev bir kara parçasına sığamamak..





 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Aramızda şehirler uzanıyor..

Gözlerime değen gözler yansımanla karşılaşıyor Gecenin karanlık tonlarında dahi binlerce sen büyüyor göz bebeklerimde. Güneşi delip, Ay'ı selamlıyorum  Silüetini taşıyorum gölge niyetine Rüzgarın eteklerinde sarsılan sazlıklar yoldaş oluyor Kucak açıyor hasretliğime. Ilık bedeninin kokusu salınıyor Ciğerlerime çekiyorum tek nefeste. Şehirler uzanıyor aramızda Kafesimizin kapıları açık Bir adımda çıkılamıyor içinden Adın dökülürken dilimden Duyuramamanın endişesiyle lal oluyorum yeniden..

Dünya Zürafalar Günü

Boş odalarda geziniyor gözlerim Yırtık duvar kağıtları, yarısında perde olmayan pencereler ve dokunsam devrilecek olan klozet.. Dairenin kapısından çıkıyor, binanın merdivenlerini son kez aşındırıyorum.. Tekrarlanmayacağını bildiğin, An'ı kaybettiğin ve anıları kayıt etsen dahi yinelenmeyen kahkahalar Dünya zürafalar günü'nde derin bir kedere bırakabilir yerini.. Bir şeylerin yeri, sürekli ve yüksek hızla, başka birşeylere bırakıyor yerini.. Pazar ve ertesi gibi..

Kek

Yazıyor, siliyordum. Tekrar en baştan başlayıp.. Olmadı.. Sil. Tekrardan.. Sağ tarafı yanmış, sol tarafı çiğ kalmış bir kalıp kek gibi güne başladım. Hep bir yarımyamalaklık söz konusu.. 180 derece ısıya dayanamayan plastik kap mıyım? Bu ne hal?