Ana içeriğe atla

Kurtçuklar

Özgür olma isteği içimizde kımıldanıyor. Bir kurtçuk gibi ruhumuzun alçak sularında sürünüyor.

Ve bizler daima erteliyoruz...

Alarmları..

Sevdiklerimizi..

İsteklerimizi..


Noktanın ne zaman konulacağını bilmeden, bilinmez ölümlerde, zamansız zamanlarda durmaksızın ve ısrarla erteliyoruz tüm duraklamaları..

Yorumlar

  1. Çok doğru söylediklerin koşturup duruyoruz bir durup nefes almadan sevdiklerimize yeterince onları sevdiğimizi söylemeden. son cümleyi defalarca okudum. yılın bu günü benim için zor bir gün tesadüf oldu bu cümleleri okumak. sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlk olarak hoş geldiniz 🙏 teşekkürler güzel yorumunuz için. Malesef öyle.. Bir yarış atı gibi doğuyor ve daima debeleniyoruz. Zamanla olan bu yarışta mütemadiyen kaybeden taraf olduğumuzu bilmek içimizi kemiriyor tıpkı kurtçuklar gibi..

      Sil
  2. Ah şu erteleme hastalığımız...Biz erteledikçe zaman hep bir adım önümüzde...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaradılışsal sorunsalımızı yendiğimizi görebilmeyi umuyorum.. Teşekkürler duo 🙏

      Sil
  3. Özgür olmanın bile aslında özgür olmadığı zamanda dursakda koşsakda insan hiç birşey anlamaz oluyormuş... Ama en azından ben bugün benim için en önemli şeyi ertelemedim diyebilmeli

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunu diyebiliyorsak ne mutlu.. Özgürlük nereye kayboldu? Yakalamak mümkün mü? 21.yy çağdaş toplumunda, tüm bireyler tutsaktır.. Kapitalizmin ya da sabahın altısında gittiği okulun..

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Aramızda şehirler uzanıyor..

Gözlerime değen gözler yansımanla karşılaşıyor Gecenin karanlık tonlarında dahi binlerce sen büyüyor göz bebeklerimde. Güneşi delip, Ay'ı selamlıyorum  Silüetini taşıyorum gölge niyetine Rüzgarın eteklerinde sarsılan sazlıklar yoldaş oluyor Kucak açıyor hasretliğime. Ilık bedeninin kokusu salınıyor Ciğerlerime çekiyorum tek nefeste. Şehirler uzanıyor aramızda Kafesimizin kapıları açık Bir adımda çıkılamıyor içinden Adın dökülürken dilimden Duyuramamanın endişesiyle lal oluyorum yeniden..

Dünya Zürafalar Günü

Boş odalarda geziniyor gözlerim Yırtık duvar kağıtları, yarısında perde olmayan pencereler ve dokunsam devrilecek olan klozet.. Dairenin kapısından çıkıyor, binanın merdivenlerini son kez aşındırıyorum.. Tekrarlanmayacağını bildiğin, An'ı kaybettiğin ve anıları kayıt etsen dahi yinelenmeyen kahkahalar Dünya zürafalar günü'nde derin bir kedere bırakabilir yerini.. Bir şeylerin yeri, sürekli ve yüksek hızla, başka birşeylere bırakıyor yerini.. Pazar ve ertesi gibi..

Kek

Yazıyor, siliyordum. Tekrar en baştan başlayıp.. Olmadı.. Sil. Tekrardan.. Sağ tarafı yanmış, sol tarafı çiğ kalmış bir kalıp kek gibi güne başladım. Hep bir yarımyamalaklık söz konusu.. 180 derece ısıya dayanamayan plastik kap mıyım? Bu ne hal?