Özgür olma isteği içimizde kımıldanıyor. Bir kurtçuk gibi ruhumuzun alçak sularında sürünüyor.
Ve bizler daima erteliyoruz...
Alarmları..
Sevdiklerimizi..
İsteklerimizi..
Noktanın ne zaman konulacağını bilmeden, bilinmez ölümlerde, zamansız zamanlarda durmaksızın ve ısrarla erteliyoruz tüm duraklamaları..
Çok doğru söylediklerin koşturup duruyoruz bir durup nefes almadan sevdiklerimize yeterince onları sevdiğimizi söylemeden. son cümleyi defalarca okudum. yılın bu günü benim için zor bir gün tesadüf oldu bu cümleleri okumak. sevgiler..
YanıtlaSilİlk olarak hoş geldiniz 🙏 teşekkürler güzel yorumunuz için. Malesef öyle.. Bir yarış atı gibi doğuyor ve daima debeleniyoruz. Zamanla olan bu yarışta mütemadiyen kaybeden taraf olduğumuzu bilmek içimizi kemiriyor tıpkı kurtçuklar gibi..
SilAh şu erteleme hastalığımız...Biz erteledikçe zaman hep bir adım önümüzde...
YanıtlaSilYaradılışsal sorunsalımızı yendiğimizi görebilmeyi umuyorum.. Teşekkürler duo 🙏
SilÖzgür olmanın bile aslında özgür olmadığı zamanda dursakda koşsakda insan hiç birşey anlamaz oluyormuş... Ama en azından ben bugün benim için en önemli şeyi ertelemedim diyebilmeli
YanıtlaSilBunu diyebiliyorsak ne mutlu.. Özgürlük nereye kayboldu? Yakalamak mümkün mü? 21.yy çağdaş toplumunda, tüm bireyler tutsaktır.. Kapitalizmin ya da sabahın altısında gittiği okulun..
Sil