Kendini alkole vermiş serseriler tanıdım. Hayattaki başarısızlıklarını, sistemin kölesi olmamalarını alkolle kutlayan eğlenceli tiplerdiler. Zihinlerinde astıkları benliklerinin şerefine her sabah bir bardak biranın içine, çiğ yumurta kırıp erken saatlerde sövmeye başlıyorlardı.. Düzenin, düzünelerce, düzensizliklerine!! Şerefe...
Duygusal yanımı bastırmamı bekleme benden! Ağlamak cesaret ister! Bir baş kaldırıdır, isyandır ağlamak...Toplumun, seni; güçsüz diye yaftalamasına direnmektir.. Ağlayarak bağırmak, yakarmak yüzyıllardır kültürümüzün duygularına ayna olmuş ve feryat, figan, ağıt olarak adlandırılarak yaşamaya devam etmiş günümüze kadar. 21.yy da ne bu poker masası sendromları? Nedir bu kendini gizlemeler?Nedendir? Niçindir? Bilinmeden bu kayganlık ruhlarımızda?Kursağıma saplamaktansa bu kor gibi demir prangaları, göz yaşlarımla yıkarım günahsız yanaklarımı!..
Yorumlar
Yorum Gönder