Ana içeriğe atla

Bitmek bilmeyen inşaat sesleri

 "Ne güzel doğanın ortasında çalışıyorsun" dedim. Çalışmakta olduğu yeri gösterdiğinde. Oysa çoğumuz ben de dahil tüm günü duvarlara bakarak geçiriyoruz. Ve bitmiyor inşaat sesleri. Her gün yeni duvarlar dikiyoruz boş gördüğümüz yerlere. Öyle korkuyoruz ki göğün güzelliğinden, ölesiye çatılar inşa ediyoruz.. 

Tepemizde bir çatı yoksa toplum tarafından yadırganıyoruz. Yeni tanıştığımız insanlar, önce duvar ölçülerimizi alıyor sonra bulunduğumuz betonların mevkii kalitesini denetliyorlar. Kocaman pencereler, bembeyaz duvarlar, uyum içinde olduğu düşünülen tek tip ve tek renk eşyalar ... 

Yaşadığım kafesi ziyaret edenler arasında hoşnut olmayanları görüyorum. Beklenenle karşılaşılmayınca ekşiyor suratlar. Ne kadar renk katsam da tatmin etmiyor beni bir vadi kadar..

Özenle hazırladığım kafesimden yazıyorum bu gün, içime sığmayanları. 

Vakit güneşi batırma sularında

Pencereden bakıyorum 

Ve  sadece küçük bir aralıktan görebiliyorum gökyüzünü. 

Karşımda duvarlar, 

Ruhumda nisan yağmurları.. 

Harabe bir kavmin izleri var omuzlarımda

Yıkıntılar arasında sıra bekliyorum

Duvarlarım limonun küf aldığı tonda

Kurgu düzeni batıyor göz kapaklarıma..

Hücrelerimizde huzursuzca tepiniyoruz..

Tüm benliğinize nüfus eden bir tutsaklı bu!

Sahi önce ruhlar tutsaklaşmadı mı bedenlere? 

Varlığı kurtlanana, çürüyene kadar o bedenin içinde..

Sökerek yok ediyoruz önce ağaçları, köklerini ve toprağı.. 

Beton döküyoruz tüm yaşanmışlıkların üzerine

Tüm gücümüzle gömmeye çalışıyoruz geçmişi

Ve tehlikeye atıyoruz yaşanacak güzel günleri.. 



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ağlamak Hakkı!

  Duygusal yanımı bastırmamı bekleme benden! Ağlamak cesaret ister! Bir baş kaldırıdır, isyandır ağlamak...Toplumun, seni; güçsüz diye yaftalamasına direnmektir.. Ağlayarak bağırmak, yakarmak yüzyıllardır kültürümüzün duygularına ayna olmuş ve feryat, figan, ağıt olarak adlandırılarak yaşamaya devam etmiş günümüze kadar. 21.yy da ne bu poker masası sendromları? Nedir bu kendini gizlemeler?Nedendir? Niçindir? Bilinmeden bu kayganlık ruhlarımızda?Kursağıma saplamaktansa bu kor gibi demir prangaları, göz yaşlarımla yıkarım günahsız yanaklarımı!..

TANRI

Pişman edercesine yaşıyorum.. Bir yerlerde ki Tanrı'yı.. 

Hangisini Tercih Edersin-2019 MİM Yazıları

1-Uçabilme yeteneğinin olmasını mı yoksa su altında da nefes alabilmeyi mi? Neden? #Su altında nefes alabilmek.. Gizemli ve bio çeşitliliğin cezbedici güzelliği beni daima kendine çekiyor. 2-Sonsuza dek etrafının kitaplarla çevrili olmasını mı yoksa evcil hayvanlarla mı? Neden? #Evcil hayvanlar.. Çünkü dost aynı zamanda terapistler. Oldukçada sevimliler. Hayvanları izleyip hareketlerini incelemeye bayılıyorum. 3-Büyük ellere sahip olmayı mı yoksa büyük ayaklar mı? Neden? #Büyük ayaklar.. Kocaman adımlar atabilmeme olanak sağlayabilirler. Sahip olduğum ayaklarımla penguen edasıyla yürüyorum 😂 4-Geriye kalan hayatının tamamında çay içmeyi mi yoksa kahve içmeyi mi? Neden? #Tabiki kahve 😍 tam bir kahve aşığıyım. Gözümü açar açmaz aklıma ilk gelen şey kahve😊 5-Saçsız, tüysüz (kaşlar ve kirpikler de dahil) olmayı mı yoksa çok kıllı olmayı mı? Neden? #Saçsız sıfır kıl 😂 o çılgın kıl yığınıyla uğraşabileceğimi sanmıyorum😂😂 6-Sınırsız döner mi y...