Beklemek tüm gücümü emikliyordu. Mr cihazının sesiyle ritim tutup kafa sallıyordum. Hiç bitmeyecekmiş gibi geçen dakikalar, sesin beynimde yankılanıp iyice yayılmasını sağlamıştı. Kafamın derisini deliyor, hücrelerimi yırtarak kulaklarımdan fışkırıyordu adeta. Ayaklandım. Etrafı tarayıp kimsenin olmadığından emin olduğum anda, bir kaç ayak figürü ve saç savurmalarıyla anı çekilir kılmaya kararlıydım..
Duygusal yanımı bastırmamı bekleme benden! Ağlamak cesaret ister! Bir baş kaldırıdır, isyandır ağlamak...Toplumun, seni; güçsüz diye yaftalamasına direnmektir.. Ağlayarak bağırmak, yakarmak yüzyıllardır kültürümüzün duygularına ayna olmuş ve feryat, figan, ağıt olarak adlandırılarak yaşamaya devam etmiş günümüze kadar. 21.yy da ne bu poker masası sendromları? Nedir bu kendini gizlemeler?Nedendir? Niçindir? Bilinmeden bu kayganlık ruhlarımızda?Kursağıma saplamaktansa bu kor gibi demir prangaları, göz yaşlarımla yıkarım günahsız yanaklarımı!..
Mr kelimesini mister kelimesi sandım önce "mistır cihazı ne ki dedim":) Tamam sonra anladım. Teşekkürler.
YanıtlaSilYazarken aklımdan geçmedi değil bu şekilde algılanacağı 😄 yakışır bir parantez oluşturamadım. Sonrada düşündüm, fark edilince bir "haa" olucak insanlar. Hoşuma gitti öylece bıraktım😊 Rica ederim
SilAynı yanılgıya bende düştüm 😅 başarılı bir içerik olmuş
YanıtlaSilBol yanılsamalı günler o halde 😄 teşekkürler
Sil