Ana içeriğe atla

Nokta

"Herkes işine baksın" yerinde bir cümle. Kişinin neyi yapıp yapamayacağına, yine kişi karar verir!
Nedir bu? Herkes zeka küpü ya da bilirkişi mi?

+Senin yerinde olsam bu yemeğin sebzesini jülian doğrardım.

Kendin yaparken jülian doğra bundan banane! Söz sahibi olmaya çalışmak ile saygı duyulan birey olmak ve söylediklerinin pür dikkat dinlenip onaylanması arasında, dahilik ve delilik kadar ince bir çizgi var ve bu çizgi bıçağın sırtında! Yemek masasında sağ veya sol tarafa oturacağıma ondakika önce değil, oturma eylemini gerçektirmeme saniyeler kala karar vermek istiyorum belki. Beşyıldızlı michaelin yıldızlı restoranındamıyız? Neden oturma planını isteğin gibi kurgulamaya çalışıyorsun ki? Düşünecek başka şeylerde var. Biri bunu söylemeli mi illa?

+Saygısız!


Değilim efendim! Bedenimin refleks, karar mekanizması ve hareket fonksiyonlarını kontrol edebileyim diye patates kafamın içinde beyin adı verilen organı taşıyorum sadece. Yokmuş gibi davranarak aldığım komutlarla sergileyeceğim davranışları, iplere bağlı kukla gibi yönlendirilmeye ihtiyacım yok! Hepsi bu. Bu kadar. Nokta..

Yorumlar

  1. Fikir almak iyidir ama fikir dikte edenlerden değil...

    YanıtlaSil
  2. Dikte malesef toplumun en küçük çekirdeğinden başlayıp, yönetime kadar heryeri işgal etmiş durumda. Maruz kalanlara pek seçenek bırakmayan bir durum. Kişilerin, fikri sorulmaksızın, karşı tarafın adına karar vermeye pek meyilli bireyler azımsanmayak kadar fazla.. Baş etmemiz dileğiyle🙏

    YanıtlaSil
  3. Bu arada yine bir mim yazısı var, az önce yazdım. Hangisini tercih edersin mimi...Bi bak müsait olunca sen de yazarsın.

    YanıtlaSil
  4. Teşekkürler okumaya koyuluyorum 😊

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Aramızda şehirler uzanıyor..

Gözlerime değen gözler yansımanla karşılaşıyor Gecenin karanlık tonlarında dahi binlerce sen büyüyor göz bebeklerimde. Güneşi delip, Ay'ı selamlıyorum  Silüetini taşıyorum gölge niyetine Rüzgarın eteklerinde sarsılan sazlıklar yoldaş oluyor Kucak açıyor hasretliğime. Ilık bedeninin kokusu salınıyor Ciğerlerime çekiyorum tek nefeste. Şehirler uzanıyor aramızda Kafesimizin kapıları açık Bir adımda çıkılamıyor içinden Adın dökülürken dilimden Duyuramamanın endişesiyle lal oluyorum yeniden..

Dünya Zürafalar Günü

Boş odalarda geziniyor gözlerim Yırtık duvar kağıtları, yarısında perde olmayan pencereler ve dokunsam devrilecek olan klozet.. Dairenin kapısından çıkıyor, binanın merdivenlerini son kez aşındırıyorum.. Tekrarlanmayacağını bildiğin, An'ı kaybettiğin ve anıları kayıt etsen dahi yinelenmeyen kahkahalar Dünya zürafalar günü'nde derin bir kedere bırakabilir yerini.. Bir şeylerin yeri, sürekli ve yüksek hızla, başka birşeylere bırakıyor yerini.. Pazar ve ertesi gibi..

Kek

Yazıyor, siliyordum. Tekrar en baştan başlayıp.. Olmadı.. Sil. Tekrardan.. Sağ tarafı yanmış, sol tarafı çiğ kalmış bir kalıp kek gibi güne başladım. Hep bir yarımyamalaklık söz konusu.. 180 derece ısıya dayanamayan plastik kap mıyım? Bu ne hal?