Evden çıkmak için hazırlanmış, kapıdan çıkmak üzereydik. Tam arkasında kapı eşiğinde beklerken fark ettim. Çorabın yırtılmış diyemedim. Neden söylemedim bilemiyorum. Yırtık çoraplarla bir başkasının evinde ayak parmaklarını oynatarak oturmasını izlemek, huzursuzluğumu arttırıyordu. Farkında bile değildi. Üzerimde yetişkin bir fil ağırlığınca baskı hissediyor ve kendime sövüyordum.
Aslında abartılacak birşey değildi. Herkesin başına gelebilir, gayet normal bir durumdu. Alt tarafı, vücudunun alt kısmında bulunan bir organa geçirdiğin bez parçası delinmiş!
Bu cümleler avunmama yetmedi.. Bazen, tam boğazındaki tellere değip ağzının içinden fışkırmasını beklediğin o cümleyi kuramazsın. Hepsi bu. Bu kadar basit. O yırtık çorapların içinde salınan ayaklar gözümün önünden uzun bir süre gitmeyecek.. Eve döndüğümüzde fark edip, hiç umursamadığı o aptal, küçük delik parçası!! Geçirdiğim son dört saatimi burnumdan getirdikten sonra son yolculuğuna, çöpe uğurlandı..
Yorumlar
Yorum Gönder