Mehmet bey sigortalı işinin ona tanıdığı yüksek müsade gününü, sümüklü böcek misali yatağa yapışıp, sıvılarını yatağın rasgele yerlerine saçmakla geçiriyordu. Öğlene kadar uyansada kalkmaya tenezzül etmezdi. Tuvalete girip çay&sigara içerek, ayakları üzerine basamayacağı uyuşmanın eşiğine gelmeden, yeterli vakit geçirdiğini düşünmezdi. Sürekli yemek yiyip, sarı kanepesinde günü bitirmek en sevdiği durumdu. Hiç birşey yapmak zorunda olmamanın verdiği rahatlık onu tatmin etmeye yetiyordu..
Gözlerime değen gözler yansımanla karşılaşıyor Gecenin karanlık tonlarında dahi binlerce sen büyüyor göz bebeklerimde. Güneşi delip, Ay'ı selamlıyorum Silüetini taşıyorum gölge niyetine Rüzgarın eteklerinde sarsılan sazlıklar yoldaş oluyor Kucak açıyor hasretliğime. Ilık bedeninin kokusu salınıyor Ciğerlerime çekiyorum tek nefeste. Şehirler uzanıyor aramızda Kafesimizin kapıları açık Bir adımda çıkılamıyor içinden Adın dökülürken dilimden Duyuramamanın endişesiyle lal oluyorum yeniden..
Yorumlar
Yorum Gönder