Ana içeriğe atla

Küçük Kadın

Kapıdan girer girmez gocuğumu, bulunduğum yere bıraktım. Çanta, atkı, şapka ne varsa fazlalık derhal kurtuldum..
Birden gülümseyen tatlı yüzüyle bedenimi sardı. İçimde yeni tazelikler yeşerten bir kucaklaşma oldu ve kollarımı daha sıkı sarılma isteği kamçılamıştı. O küçücük, sevimli bedeni o gün bir yaş daha atmıştı. Küçük çekik gözleri, gülümsediğinde bir tık daha küçülüyor, ağzı genişliyordu. Ne kadar yakışıyordu gülmek.. 
Gözlerimi kapattım. Yeni demlenmiş çay tadında sıcacık tutulası narin eller gibi ikikatına çıkardı, anın keyfini.. 
-Ondakika daha kal, bizimle otur, dediğinde gitmem gerekiyordu. Eskiden ne çok zaman geçirirdik. Uzun kahve sohbetlerimiz, kahkahalarla bezenmiş yolculuklarımız olurdu. Gözlük camlarının üzerinden yüzüme bakar, uzun ve bir o kadar narin parmaklarıyla paketinden sigarasını çıkarıp yakardı. Sinirlense, asla ağrasif olamaz tiz ve yumuşak sesiyle musiki tarzında söylenirdi..:)
Sürekli süzülme hali, hayran bırakır nitelikte ve gösterişten epey uzak ve asla sıradan olamayacak kadar kendine has tavrı zihnimde hep aynı cümleyi tekrarlamamı sağladı.. "En iyisi".. Bu denli özel olmayı ve sadeliğindeki kadifemsi dokusuyla, ruhundaki samanyolu hep gözle görülür olsun.. Küçük kadın.. En iyisi.. Doğduğun güne övgüler.. Doğduğun için teşekkürler, sana..

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Aramızda şehirler uzanıyor..

Gözlerime değen gözler yansımanla karşılaşıyor Gecenin karanlık tonlarında dahi binlerce sen büyüyor göz bebeklerimde. Güneşi delip, Ay'ı selamlıyorum  Silüetini taşıyorum gölge niyetine Rüzgarın eteklerinde sarsılan sazlıklar yoldaş oluyor Kucak açıyor hasretliğime. Ilık bedeninin kokusu salınıyor Ciğerlerime çekiyorum tek nefeste. Şehirler uzanıyor aramızda Kafesimizin kapıları açık Bir adımda çıkılamıyor içinden Adın dökülürken dilimden Duyuramamanın endişesiyle lal oluyorum yeniden..

Dünya Zürafalar Günü

Boş odalarda geziniyor gözlerim Yırtık duvar kağıtları, yarısında perde olmayan pencereler ve dokunsam devrilecek olan klozet.. Dairenin kapısından çıkıyor, binanın merdivenlerini son kez aşındırıyorum.. Tekrarlanmayacağını bildiğin, An'ı kaybettiğin ve anıları kayıt etsen dahi yinelenmeyen kahkahalar Dünya zürafalar günü'nde derin bir kedere bırakabilir yerini.. Bir şeylerin yeri, sürekli ve yüksek hızla, başka birşeylere bırakıyor yerini.. Pazar ve ertesi gibi..

Kek

Yazıyor, siliyordum. Tekrar en baştan başlayıp.. Olmadı.. Sil. Tekrardan.. Sağ tarafı yanmış, sol tarafı çiğ kalmış bir kalıp kek gibi güne başladım. Hep bir yarımyamalaklık söz konusu.. 180 derece ısıya dayanamayan plastik kap mıyım? Bu ne hal?